25 Ağustos 2013 Pazar



Benim için ne yaptın ki?



Iste sabah oldu yine, upuzun bir gecenin ardindan...Nazli nazli süzülmekte günün ilk isigi karanlik odama.

Camdan disari baktim az önce, bahcedeki güller solmus. 
Toprak islak, 
gökyüzü gri...

Dedemden yadigar gramofanda agir agir calan eski bir plak...
Boguk bir ses yankilaniyor kulagimda, lakin bir o kadar manali sözler ardinda. Icime kursun gibi isleyen nagmeler dolduruyor odayi;
Ne cikar bahtimiza, ayrilik varsa yarin. Sanmaki hikayesi su titreyen dallarin, düsen yaprakla biter...Böyle bir kara sevda, kara toprakta biter...

Bu melankolik müzikle daha bir kasvet kapliyor icimi! 

Basim dumanli. Yalnizlik bir diken gibi nasilda batiyor tenime, nasilda acitiyor her yanimi.
Demli bir cay koymustum az önce fincanima. Buz gibi olmus. Tipki odam gibi. Tipki yüregim gibi.
Ne garip! Cay icmeyi sevmem ki ben. Sevdigim sadece o sahne aslinda. Bir bardak cay, o ve ben. 
Ürperiyorum bir an. Yan tarafa bakiyorum.
Cami acik unutmusum yine, yagmurla karisik rüzgar tülleri havalandirmaya baslamis coktan.

Gözlerim acik fakat hala rüyada gibiyim.
Oysa ne kadarda yakindi, bahar! Elimi uzatsam, tutacaktim!...O kadar yakindi ki bana. Dinmek üzereydi hüzün yagmurlarim...

Hersey yeniden mi basliyor yoksa?

Daha yeni sabah olmamis miydi? Bu karanlikta nerden cikti? Bari biraz zaman gecseydi?

Beynimde sürekli dönen düsünceler bir hortum misali, ne gelse önüne umuda dair yutuyor sanki...
Kafama balyoz gibi inen tek bir soru var: "Benim icin ne yaptin ki?" 
Sualin agirligi neredeyse bin ton ile es degerde... Eziyor beni. Haksizca ve bir o kadar acimasizca yöneltilen bir sual.
Kalbime bakiyorum, sevgi ve nefret köse kapmaca oynuyor cocuklar gibi. Kimin hangi köseyi kaptigi öyle muammaki o sakli yerde. Pusulasida zaten uzun zamandir kirikti mahsun kalmis bu yüregin! Onun icin telaseye gerek yok!

Buz gibi olmus caydan bir yudum aliyorum bu arada. Derin ve karanlık kuyuya atilan bir taş gibi ses cikariyor bos mideme inerken...

Ve nankör kelimesi vücut buluyor hayat kitabimda. Tipki diger tanismak zorunda kaldigim bahtsiz sözcükler gibi.

Söylenmesi gereken o kadar cümle olmasina ragmen susuyorum, susuyorum ve yine susuyorum. 

Sahi soru ne idi: "Benim icin ne yaptin ki? " 

Aci bir gülümseme kapliyor cehremi. 

Buz gibi çaydan bir yudum daha aliyor ve kalin hayat kitabimda coktan yerini almis ilahi adalet sözcügünün manasini bir kez daha okumaya basliyorum...


Seyyah Güneş, Eylül/ 2010