13 Ocak 2013 Pazar

Gelincik Cicegi...





Gelincik Cicegi....


Yasadigim aci tatli tüm mevsimlerin yegane cicegidir gelincik, güzel yavrum...

Hep sordular, neden seviyorsun gelincigi bu kadar diye? Cevabim yillarca hep ayni oldu: " Sevmemek mümkün mü, Allah askina? Kanmamak mümkün mü onun alimli, kiskandiran güzelligine, söyleyin..."

"Sisli mazimin ates rengindeki günesidir o. Hüzün bulutlari cökmüs cocuklugumun tek sadik kahramani, bir ömür sürecek öksüzlügümün kan kirmizi hatirasi...Ince ve narin, al tac yapraklariyla kralicesidir yemyesil hayal bahcelerimin...Yanaklari al, masum ve birazda mahcup bir gelindir o..."


Ben cok kücükken girdi gelincik cicegi hayatima.

Oturdugumuz evin arka tarafinda büyük kirlik alanda rasladim ilk onlara. Hemen yani basinda nahos kokular yayan atik deresine inat, misk kokulari yayardi etrafina. Zevkimize hitap eden bir oyun bahcemiz vardi sözde ama hayatta hic bir oyundan gelincik tarlasinda kosturmak kadar haz almadim, alamadim.
Bazen tek basima saatlerce gelinciklerin arasinda kaybolur, kendime ait huzurlu bu dünyada hayaller kurar, birde üstüne fon müzigi yapardim caldigim isliklarla... Hic bir zaman koparmaya elim varmadi o muhtesem varliklari, kiyamazdim.

Cogu zaman annemin endiseli ve tiz sesiyle irkilirdim daldigim hülyalardan:

" Kiziiimmm, gec oldu, hadi yavrum, eve!"

Güzel bir günün mecburi bir kapanisi olurdu benim icin annecigimin bu seslenmeleri...

Söz alirdim her defasinda, anlattiklarimi kimseye söylemiyeceklerine dair. Bugün oldu, hala bilmem arkamdan konustuklarini vefali dostlarimin. Tabiatin vefa cicekleri onlar nihayetinde, farklisi beklenemezdi ki... Sen hic yapragini rüzgara kaptirmis bir gelincik gördün mü? Nasilda sahiplenir her bir azasini...

Gün gelipte, veda etmek zorunda kaldigimda bile hic sitem etmediler. Her zaman ki gibi magrur ve icliydi duruslari, narin ama kale gibi saglam ayni zamanda.

Yillar gecti, vakur dostlarimla dünyanin heryerinde karsilastim. Kimi zaman uzun tasli bir yolun hemen yanibasinda...Kimi zaman gezinti yaptigimiz issiz bir göl kenarinda...Kimi zaman okudugum romanlarda...Kimi zaman sunulan bir gelincik serbetinde...Kimi zaman biricik sevdigimi ikinci kez gördügüm bir mekanin duvarindaki asilan tabloda...

Japonlar der ki: "Gelincik insan ömrü gibidir. Dünü vardir, yasamistir. Bugünü vardir, yasiyordur. Ama yarini belli degildir."

Benim gelinciklerimin yarini ise belli... Her birinin tac yapraklarina ufku genis hayallerimi yükledim zira hayatim boyunca. Benimle yasadilar, sevindiler ve üzüldüler. Yarini nasil belli olmaz?! "Ümitsizlik seytandandir" desturuyla yola cikmis umut yüklü trenlerin duraklari olmaz ki! Yarinlara inat, hep seyir halindedir onlar. Ben böyle bilirim gelincik ciceklerini, güzel kizim.
Yarina dair her umudun sahibi O`na emanet ettim onlari ben, unutma...


Seyyah Günes

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder